Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
Share Thread:
[İnceleme] Bioshock Remastered İnceleme
#1
Merhabalar ahali. Biliyorum incelemelerde hemen konuya girilmesi gerek ancak ben bir iki kelime etmeliyim öncelikle. Birkaç yıl önce oyun dergilerinde "Bioshock Infinite"i ilk defa görmüştüm. Dergilerde oyunu durmadan övüyorlar, yüksek yüksek puanlar veriyorlardı -o zamanlar YouTube çöplük değildi- ve bir sürü oyuncu bu oyunun Let's Play serilerini çekmeye başlamıştı. İlk defa Bioshock markasını gördüğümü sandığım için pek ilgimi çekmemişti. Biraz araştırdığımda daha 2 oyun olduğunu ve eski oyunlar olduğunu gördüğümde ilk tepkim "Abi şimdi ilk bunları oynamak lazım, bu haliyle de oynanmaz zaten bana hitap etmiyor bu oyun." diyip kenara atmıştım ve o günden sonra bir daha ilgim alakam olmamıştı. Ve şu sıralarda aşırı derecede FPS açlığı ve sıkıntısı çekerken bir anda tekrardan karşıma çıktı, hem de "Remastered" etiketi almış, daha da bir güzelleşmişti. "Hadi madem başka oyun bulamıyorum, şu oyuna bir şans vereyim" dedim ve keşke ilk karşılaştığım an bu oyuna şans verseydim diye düşündüm. Karşınızda yenilenmiş grafikleri, belki de hiç eskimeyecek distopik anlatımlı özel senaryosuyla: Bioshock Remastered!


[Resim: https://steamcdn-a.akamaihd.net/steam/ap...1531779427]

Senaryo

Hikayemiz, 1960'larda geçiyor. Bir uçak kazası sonucu denize düşen karakterimiz, kazadan kurtularak deniz feneri gibi bir yere sığınır. Bu yer aslında Batisfer adlı sualtı ulaşım aracıyla Andrew Ryan adlı bir iş adamının su altına kurduğu büyük bilimsel ve teknolojik şehri olan "Rapture" isimli şehre açılan bir kapıdır. Karakterimiz bu batisfere binerek Rapture'a ulaşır ve hiyerarşiyle yönetilen bu şehirde "Atlas" isimli radyo arkadaşı edinir ve karakterimizi ve Atlas'ın ailesini tehdit eden Ryan'a karşı koymaya çalışır. Bu sırada karakterimiz bu şehirde bulunan ve şehirdeki insanların denek olarak kullanıldığı "ADAM" isimli özden kendine aşılar. Bu öz insanın kendi biyolojik sınırlarını aşarak elektrik şoku, tutuşturma gibi özellikler kazanmasını sağlamaktadır ve Rapture'da bu özün saklanması için küçük kızların mideleri özelleştirilmiştir. Bu küçük kızları sahiplenen Tenenbaum isimli kadın, bu kızları koruyabilmek için yine ADAM ile güçlendirilmiş ve sualtı donanımıyla giydirilmiş "Big Daddy" isimli kişileri görevlendirmiştir. Karakterimiz ise hayatta kalabilmek ve kendini ve Atlas isimli yol arkadaşını bu yerden kurtarmaya çalışırken kendini Andrew Ryan'ın ve ona yapılmaya çalışan büyük darbe planının içinde kendini bulacaktır.


Grafikler

Oyunumuz "Remastered" olduğu için eskisine odakla daha güzel grafiklere sahip olduğunu söyleyebilirim açıkcası. Oyuna başlamadan önce grafik karşılaştırmasına sahip olan birkaç video izlemiştim ve gözle görülür farklar olduğunu farkettim. Özellikle su dokuları çok daha gerçekçi ve güzel olmuş diyebilirim. Ancak bazı dokularda da çok fazla değişiklik olduğunu söyleyemem. Efsanevi bir yenilik beklemek de saçma olurdu zaten, sadece onca yıldan sonra yenilenip hala oynanılabilir grafiklere sahip olması gerçekten göz kamaştırıcı olabiliyor bazen. Bu yüzden hala oynanabilir ve akan grafiklerinin olması beni mutlu etti diyebilirim.


[Resim: http://static1.squarespace.com/static/55...rmat=1500w]
(Trailer'daki görünümü Remastered görünümüdür)

Oynanış

Oynanış konusunda değinecek çok konumuz var. Öncelikle oyunun başında elimize bir tane ingiliz anahtarı veriliyor ve bu bizim tek yakın dövüş silahımız sayılıyor ancak oyunun başından itibaren çok fazla ihtiyacımız olduğunu görmedim. Ayrıca bu kadar çeşitlilik varken neden yakın dövüşte çeşitlilik azalmış anlayabilmiş değilim açıkcası. Big Daddy'lerdeki matkap silahı, bombaatar silahlar falan da yok. Keşke onları yere serdikten sonra onları da alabilme, kullanabilme imkanımız olsaydı ancak hiçbir şekilde kullanamıyoruz ve kısıtlı silah seçeneklerimiz var, ki oyunun sonuna doğru arbalet gibi aşırı güçlü bir silah elimize geçiyor, ben sadece bombaatar ve arbaletle geçtim durdum. Arada bir de eğlence olsun diye pompalıyla gitmişliğim var ama oyunun son çeyreğinde arbaleti eğer geliştirmişseniz karşınıza çıkan düşmanları tek arbalet atışıyla yere serip, sonra adamdan oku alıp neredeyse sınırsıza yakın bir şekilde çat çat gidebiliyorsunuz. Belki de oyun sonlara doğru tekdüzeliğe düşmeye başladığı için böyle düşünüyor da olabilirim, bilemiyorum.

[Resim: https://i.ytimg.com/vi/yQHcD0QfXaM/maxresdefault.jpg]

Big Daddy öldürmemizi istiyorsunuz madem, neden başta biraz daha kolaya kaçmıyorsunuz anlayabilmiş değilim. Daha ilk Big Daddy'i öldürebilmek için defalarca kez öldüm. Allahtan her doğduğunuzda canı artmıyor da defalarca kez ölseniz bile öldürebiliyorsunuz koca adamları. Big Daddy'den sonra kızları Hasat etme ya da kurtarma konusunda özgürsünüz ancak, kurtarmanızı öneririm. Hasat ederseniz fazla ADAM veriyor ancak kurtarırsanız da size loot veriyor ki Allah aşkına, küçücük kızı neden öldüresiniz ki? (çok tatlılar) 

Bunun dışında tüm hikayeyi ses kayıtlarından veya radyo sinyallerinden dinliyoruz ki, bu eğer çatışma içerisindeyseniz hem anlamaya çalışıp hem de vururken ya muhtemelen öleceksinizdir ya da hikayeden hiçbir şey anlamayacaksınızdır. Bu yüzden ses kayıtlarını dinlerken hep ücra köşede bekleyip hikayeyi dinlemeye çabaladım ki bu da aşırı zaman öldürüyor diyebilirim. Keşke ses kayıtlarının içeriğini not defteri gibi bir şeye kaydetselermiş de okumaya o şekilde zaman ayırsaymışız. Yine de hikaye etkileyici olduğu için pek takılacak bir durum değil bu.

Hackleme işlemi bazen çok sıkıcı olabiliyorken, bazen de eğlenceli olabiliyor. Bir an durup ona kafa patlatmak, veya hackledikten sonra mutantların hacklediğiniz turret tarafından ölmesini seyretmek gerçekten çok eğlenceli olabiliyor. Kendinizi adeta kötü bilim adamı olarak tasvir edebileceğiniz kıvamda oluyorsunuz o şekilde. Ama bir süre sonra o turret'ı hackleyeyim, ay şu kamera beni görmesin derken yine vaktiniz ölüyor, oyundan kopuyorsunuz. Bu durum da benim canımı çok ama çok sıkan bir durum.

Biyosilahlar ise aşırı cezbedici. Oynarken ilk işim Gen bankasında tüm yuvaları açıp keyfime göre dizmek oldu. Mesela en sevdiklerimden biri, Big Daddy'i düşmanlara karşı kullanabilmekti. Onu kendi safıma geçirip onun benim işlerimi halletmesini seyredip biraz rahatlıyordum. Kesinlikle oyuna hava ve eğlence kattıklarını söyleyebilirim.
 


[Resim: https://kahramangiller.com/wp-content/up...20.0.0.jpg]

Seslendirme ve Müzikler

Evet, gerçekten 60'lar havasını oyunda sezebiliyorsunuz. Gramofon dönemi müzikleri gerçekten eşsiz ve bir müzisyen olarak çok beğendiğimi ve etkilendiğimi söyleyebilirim. Oyunun anlatıldığı döneme en uygun müzikler seçilmiş bence. Bunun dışında seslendirmeler de gayet güzel. Andrew Ryan ile karşılaştığımız sahnede Andrew Ryan'ın konuşurkenki ses tonu ve sinirlenmesindeki yükselmeler bana sinema ya da bir dizi izliyormuş havası yarattı ve o sıra söyledikleri yüzünden tüylerim gerçekten ürpermişti. Başarılı sanatçılarla çalışılmış ve başarılı seçimler yapılmış. Sonucunda ise gerçekten başarılı bir iş çıkarılmış bence.


Evet, böylece incelememizin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Gerçekten döneminin kült olabilecek oyunlarından biri, ve Remastered sürümüyle bu dönemdeki yapımlara da umut ışığı olabilecek kalitede bir oyun. Hala oynanabilir olması ve güzel süslenmiş hikayesiyle gerçekten kendini kanıtlar nitelikte. Ayrıca benim seneler önceki önyargımı kırmış olması da cabası. Puanı buraya bırakırken ben de artık Bioshock 2 Remastered oynamaya gidebilirim. İyi günler ve iyi oyunlar dilerim!

Puanım: 8.5 / 10
IGN Puanı: 9.7 / 10

[-] Aşağıdaki 1 kullanıcı Kabus kullanıcısının mesajını beğendi:
  ? Yonga
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
Bioshock Remastered İnceleme - tarafından Kabus - 05-09-2019, Saat: 17:12
RE: Bioshock Remastered İnceleme - tarafından Yonga - 05-09-2019, Saat: 19:15
RE: Bioshock Remastered İnceleme - tarafından Nawaree - 05-09-2019, Saat: 20:03
RE: Bioshock Remastered İnceleme - tarafından VictoryAndGlory - 06-09-2019, Saat: 03:14
Cvp: RE: Bioshock Remastered İnceleme - tarafından Kabus - 09-09-2019, Saat: 13:42

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi